2.Ünite – Üretim Stratejisi ve Verimlilik
İŞLETME STRATEJİSİ
Strateji kelimesine işletmeler açısından bakıldığında “Strateji, işletmeye yön vermek ve rekabet üstünlüğü sağlamak amacıyla işlet me ve çevresini sürekli analiz ederek uyum sağlayacak amaçların belirlenmesi, faaliyetlerin planlanması ve gerekli araç ve kaynakların yeniden düzenlenmesi süreci” olarak tanımlanabilir Bir organizasyonun stratejisi, yöneticilerin pek çok faktörü değerlendirip bazı stratejik kararlar verdikten sonra geliştirilebilir. Bu kararların verilmesinde önem kazanan üç faktör aşağıda sıralanmıştır:
• Şirketin ne iş yaptığı ile ilgili anlayış geliştirme (şirketin misyonu)
• Bir pazar anlayışı geliştirip analiz etme (çevresel tarama)
• Şirketin güçlü yönlerini tanımlama (öz beceriler)
Bu üç faktör, şirketin uzun dönemli planlarının ya da bir başka deyişle, işletme stratejisinin oluşturulması için önemlidir.
MİSYON
Misyon, bir organizasyonun işinin ne olduğunu, müşterilerinin kimler olduğunu ve temel inançlarının işini nasıl şekillendirdiğini tanımlayan bir ifadedir.
Misyonun belirlenmesinde kullanılabilecek üç temel soru ve örnek cevaplarına aşağıda yer verilmiştir:
• Şirketin çalışma alanı nedir?
“kişisel bilgisayar satmak”, “restoran işletmek”
• Müşteriler kim olacak ve beklenen müşteri özellikleri nedir?
“ev sahipleri”, “üniversite mezunları”, “gezgin satıcılar”
• Şirketin temel inançları işi nasıl tanımlayacak?
“müşteri memnuniyetine önem veren”, “aile değerlerine ağırlık veren”
Dünyaca tanınmış bazı şirketlere ait misyon ifadelerine aşağıda yer verilmiştir:
• “dünyadaki en başarılı bilgisayar şirketi olmak”,
• “dünya çapında hava yolları tercihi”,
• “dünyanın en büyük bilgi hizmet şirketi olarak müşterilerimiz için ileri teknolojiyi değere dönüştürmek”
ÇEVRE TARAMASI
Çevresel tarama, iş fırsatlarını ve tehlikelerini belirlemek için piyasadaki ekonomik ve politik eğilimler ile toplumdaki değişimleri analiz etmektir.
ÖZ BECERİLER (TEMEL YETKİNLİK)
Öz beceriler işletmelerin benzersiz güçlü yanlarını tanımlar. Uzun dönem planların gerçekleştirilebilmesi, işletme yöneticilerinin organizasyonlarının yetkinliklerini iyi tanımalarıyla mümkündür. Öz beceriler iş görenlerin müşteri hizmetlerindeki uzmanlıkları veya bilgi teknolojilerindeki deneyimleri gibi özel becerilerini kapsayabilir. İş gücü becerileri, tesis özellikleri, pazar anlayışı, finansal tecrübe, teknoloji kullanımı öz becerilere örnek verilebilir. Organizasyonun stratejisinin belirlenmesinde ya da mevcut stratejisinin etkinliğinin ölçülmesinde kullanılabilecek birçok analiz ve teknik geliştirilmiştir. Bu araçlardan bazıları aşağıda sıralanmıştır:
• Durum analizi (SWOT)
• Vizyon misyon bildirileri
• Portföy analizi
• Q sort analizi
• Senaryo analizleri
• Arama konferansı
• Beyin fırtınası
• Risk analizi
• Multivoting
• Delphi tekniği
Durum Analizi
SWOT analizi organizasyondaki güçlü yönlerin, zayışıkların, fırsat ve tehditlerin alt alta yazılması ile başlar. Bu listelerin gerçekçi olarak hazırlanabilmesi için sistem içinde ve dışında oluşan verilerin analiz edilmesi, çeşitli araştırma bulgularının de- ğerlendirilmesi ile mümkün olabilmektedir.
SO Stratejisi: Hem güçlü yönlerin hem de organizasyon dışındaki fırsatlardan en fazla faydayı elde etme stratejisidir. İşletmenin güçlü yönlerini fırsatlardan en büyük faydayı elde etmek için kullanılmasını öngören stratejidir.
WO Stratejisi: Fırsatların yarattığı üstünlüklerden faydalanırken zayıf yönlerin en aza indirilmesini hedefleyen stratejidir. Yüksek ıskarta sorunu oluşturan bir makinanın, piyasaya yeni giren ucuz ve gelişmiş bir makinayla değiştirilmesi WO stratejilerine basit bir örnek oluşturabilir.
ST Stratejisi: Organizasyonun güçlü yönlerinin fazla olduğu ancak dış tehditlere fazlaca maruz kaldığı durumlarda uygulanabilen stratejidir. ST stratejisin dış tehdit ve tehlikelerle baş etmede güçlü yanlar ön plana çıkarılır.
WT Stratejisi: Bu SWOT matrisinin savunmaya dönük bir stratejisidir. Organizasyonun hem zayıf yönlerinin giderilmesi hem de tehditlere karşı önlemleri geliştirmesi gerektiği bir durumdur.
ÜRETİM STRATEJİSİ VE ROLÜ
Üretim stratejisi, işletme stratejisini desteklemek için kaynakların tasarım ve kullanımını belirleyen üretim işlevleri için uzun vadeli bir plandır (Sanders, s.29). Bu plan mevcut tesisin yerleşim, büyüklük ve türünün belirlenmesini, gerekli personel yeteneklerinin tanımlanmasını, ihtiyaç duyulan özel süreç, ekipman ve teknolojilerin kullanımını içerir.
Üretim Stratejisinin Önemi: Üretim verimliliği rakiplere göre üretim görevlerini daha iyi yerine getirmek olarak tanımlanabilir. Üretim stratejisi ise pazarda rekabet için geliştirilen bir plandır. Aradaki farkı anlayamayan şirketler, bir atletin yarışta verimli olarak koşmasına benzetilebilir, ancak hatalı bir yarışta. Strateji hangi yarışın kazanılacağını tanımlar. Üretim verimliliği ve stratejisi birbiri ile uyumlu olmalıdır, aksi durumda yanlış bir görevi oldukça verimli yaptığınız anlamına gelebilir. Üretim stratejisinin rolü, üretim fonksiyonları tarafından gerçekleştirilen tüm görevlerin doğru görevler olduğundan emin olmamızı sağlar.
ÜRETİM STRATEJİSİNİN İŞLETME STRATEJİSİ İLE İLİŞKİSİ
Birçok işletme üretim stratejilerinin zaman içerisinde üretim verimliliğini artıracağı beklentisindedirler. Bu beklentinin gerçekleşebilmesi için işletmelerin, üretim stratejilerinin rekabetçi başarıya çok küçük katkıda bulundukları durumdan rekabetçi başarıdan tamamen sorumlu oldukları duruma ilerlemeleri gerekir. Bunun anlamı, işletmedeki üretim stratejisinin önce işletme stratejisinin uyguladığı, sonra işletme stratejisini desteklediği ve en son seviye olan işletme stratejisini yönlendiren bir strateji hâline gelebilmesidir
Üretim Fonksiyonunun İşletme Stratejisine Katkı Düzeyleri: İşletmedeki herhangi bir üretim faaliyetinin yeterliliği, kurumsal amaçlar ve üretim stratejisine uygunluğu ile değerlendirilebilir. Harward Üniversitesinden Profesör Hayes ve Wheelwright üretim fonksiyonunun rolünü ve katkısını değerlendirmek için kullanılabilen dört aşamalı bir model geliştirmiştir. Model, üretim faaliyetlerinin ilk aşamadaki olumsuz yapısından dördüncü aşamadaki mükemmel rekabetçi stratejinin merkezî bir bileşeni hâline getirilmesine kadar üretim faaliyetlerinin geliştirilmesi yolunu izler
Üretim Stratejisinin Oluşturulmasındaki Yaklaşımlar: Üretim stratejilerinin tanımlanması ve belirlenmesinde farklı yöntem ve yaklaşımlar geliştirilmiştir. “Yukarıdan aşağıya”, “aşağıdan yukarıya”, “pazar gereksinimleri” ve “üretim kaynakları” üretim stratejisinin belirlenmesinde uygulanan yaklaşımlardır. Bu dört bakış açısından hiçbiri tek başına üretim stratejisinin tanımının tam tasvirini vermez. Fakat hepsi birlikte üretim stratejisinin içeriğini oluşturacak önemli ipuçlarını sağlar.
Yukarıdan Aşağıya: Üretim stratejisinin, üst düzey stratejilerdeki hedeflerin daha alt düzey stratejilere yansıtması suretiyle oluşturulduğu bir yaklaşımdır. Organizasyonun en üst yönetimi tarafından belirlenen stratejilerin alt düzeylere doğru yönlendirilmesi ile uygulanan geleneksel bir yöntemdir. Oldukça büyük ölçekli bir şirketler topluluğunun stratejik kararları, alt şirketlerinin hangi sektörlerde çalışacağı, bu şirketlerin hangi bölgelerde faaliyet göstereceği, sermayenin bu şirketler arasında nasıl paylaştırılacağı gibi konularda alınacak kararları içerir. Bu sayede, şirket stratejisi alt işletmelerin de hedeflerini kısmen belirlemiş olmaktadır.
Aşağıdan Yukarıya: Gerçekte, strateji hiyerarşisinin düzeyleri arasındaki ilişki “yukarıdan aşağıya” yaklaşımında ifade edilenden daha karmaşıktır. Akılcı bir yaklaşım olarak değerlendirilebilecek “yukarıdan aşağıya” yaklaşımı ile stratejilerin belirlenmesi her zaman doğru bir yön olmayabilmektedir. İşletmeler kendi stratejilerini gözden geçirirken kendi fonksiyonlarına danışarak bilgi alacaklardır. Bu aşamada, işletme fonksiyonlarının her birinde günlük işlemlerde edinilen tecrübeler işletmenin yetenek ve üstünlüklerinin ortaya çıkarılmasında faydalı olabilecektir. Bu sayede, işletmeler her fonksiyonun geçmiş tecrübelerinden gelen fikirleri de birleştirebilirler.
Pazar Gereksinimleri: Organizasyonlar için en bariz hedeflerden biri pazarlarındaki gereksinimleri karşılamaktır. Dolayısıyla, üretim stratejisi de işletmenin hizmet verdiği sektör temel alınarak oluşturulabilir. Pazar gereksinimlerini anlamak genellikle pazarlama fonksiyonu ile ilişkili olmasına rağmen üretim yönetimi ile de oldukça yakından ilişkilidir.
Üretim Kaynakları: Üretim stratejisini belirlemede uygulanan bir yöntem de “kaynak temelli yaklaşıma” dayanan ve işletmelerin sahip oldukları kaynakların öz becerileri sayesinde sürdürülebilir rekabet avantajları sağlayabildikleri bir yaklaşımdır. Bu yaklaşımda işletmenin geçmişten devraldığı, gerçekleştirdiği ya da geliştirdiği üretim kaynakları uzun dönemde işletmenin başarısına önemli bir etkisinin olduğu yönündedir.
ÜRETİM STRATEJİSİNİN GELİŞTİRİLMESİ
Üretim stratejisi, işletme stratejisini destekleyecek şekilde üretim fonksiyonunun tasarlanması ve yönetimi için bir plan sağlar. Bu plan işletme stratejisi ile üretim fonksiyonu arasında bağlantıyı kurarken işletmeye rekabet üstünlüğü sağlayabilecek üretim faaliyetlerinin bazı yeteneklerine odaklanır. Rekabet öncelikleri ya da rekabet faktörleri adı verilen bu yeteneklerden birinde mükemmel olmak bir şirketi kendi pazarında lider konuma getirebilir
Maliyet: Maliyete dayalı rekabet, bir ürünü rakip ürünlerin fiyatlarına oranla daha düşük fiyatla sunmak anlamına gelmektedir. Bu tip rekabetin ihtiyacı işletme stratejisinden ortaya çıkar. Üretim stratejisinin rolü maliyete dayalı rekabeti desteklemek amacıyla kaynakların kullanımı için bir plan geliştirmektir. Düşük maliyet stratejisi, rekabet gücü yüksek bir ürün fiyatı oluşturmasına rağmen yüksek kâr oranıyla sonuçlanabilmektedir. Aynı zamanda, düşük fiyatlı ürün düşük kaliteli ürün anlamına da gelmez.
Kalite: Pek çok şirket kalitenin kendilerinin en önemli önceliği olduğunu iddia eder ve pek çok müşteri satın aldıkları ürünlerde kalite aradıklarını söyler. Ama kalite kişiye göre değişen bir kavramdır ve tanımlayana göre değişir. Örneğin, bir bireye göre kalite ürünün uzun süre dayanmasını ifade ederken bir başkasına göre ürünün sergilediği performans anlamına gelebilir. Şirketler rekabet önceliği olarak kalite üzerine odaklandıkları zaman, müşterileri tarafından önemli olduğu düşünülen kalite ölçüleri üzerine odaklanmalıdırlar.
Zaman: Zaman veya hız günümüzde rekabet önceliklerinin en önemlilerinden birisdir. Günümüzde çoğu sektördeki şirketler yüksek kaliteli ürünleri mümkün olduğu kadar kısa sürede teslim etmek için rekabet ederler. Günümüzde gelişen teknolojiye paralel olarak insanlar taleplerinin çok hızlı karşılanması beklentisi içindedirler. Bu nedenle müşteri taleplerini karşılamada geciken şirketlerin ayakta kalması neredeyse imkânsızdır.
Esneklik: Geniş çeşitlilikte mal ve hizmet sunmak üzerine odaklanma bir rekabet önceliğidir. İşletmelerin çevresi müşterinin ihtiyaçlarını ve beklentilerini kapsayacak şekilde hızla değiştiğinde, bu değişikliklere hızlı bir şekilde ayak uydurma yeteneği bir kazanma stratejisi olabilir. Bu strateji esnekliktir. Esnekliğin iki boyutu vardır: Bir tanesi geniş çeşitlilikte mal ve hizmet sunma ve bunları müşterilerin kendilerine has ihtiyaçlarına uyarlama yeteneğidir. Buna ürün esnekliği denir. Esnek bir üretim sistemi, müşteriler için önemli olan yeni ürünleri hızla ekleyebilir veya iyi kazanmayan bir ürünü kolayca iptal edebilir. Esnekliğin diğer boyutu, talepteki değişikliklere ayak uydurabilmek için üretim miktarını hızlıca artırma veya azaltma yeteneğidir. Buna da hacim esnekliği denir.
Üretim Performans Hedefinin Seçilmesi: Üretim stratejisinin geliştirilmesinde işletmeler özellikle pazar gereksinimlerinin karşılanmasına önem vermelidirler. İşletmenin kendi pazarında üstünlük sağlayabilmesi bir veya birden fazla rekabet önceliğinde iyi olması ile mümkündür Örneğin, ürün kalitesine önem veren bir işletmenin, ürünlerinde en kaliteli parçaları kullandığını varsayalım. Bu işletme ürettiği yüksek kaliteli ürünler sayesinde piyasasındaki liderliği elde etmiştir. Ancak bu işletme aynı anda maliyet alanında da piyasanın en iyisi olmak istediğinde bunun mümkün olamadığını görecektir. Her ürününü müşterisinin özelliklerine göre tasarlayan bir spor otomobil üreticisinin üretim hızının seri üretim yapan diğer bir üretici ile aynı olmadığını söyleyebiliriz. Maliyet ve kalite rekabet önceliğindeki ilişki, esneklik ve hız önceliği için de benzer bir yapıdadır.
VERİMLİLİK
Verimlilik bir organizasyonun belirli bir miktar girdi ile ne kadar çıktı elde ettiğinin bir göstergesidir.
Verimlilik = Çıktı / Girdi
Verimlilik Hesaplamaları
Verimlilik ölçümü, hesaplamanın yapıldığı organizasyona göre farklılık gösterebilir. Örneğin, kâr amacı gütmeyen bir organizasyon için yüksek verimlilik, düşük maliyet anlamına gelebilirken kâr amacı güden bir organizasyon için verimlilik, şirketin rekabet gücünün belirlenmesine yönelik önemli bir göstergedir. Bir ülke için verimlilik artış oranı ülkenin kalkınma ve büyümesinin değerlendirilmesinde kullanılan oldukça önemli göstergeler olarak kabul edilir. Verimlilik artışı belirli bir dönemdeki verimin bir önceki döneme göre nasıl değiştiğinin bir göstergesidir. Verimlilik artışı aşağıdaki formül ile hesaplanabilir.
Mevcut verimlilik -Önceki verimlilik
Verimlilik artısı=-------------------------------------------------x100
Mevcut verimlilik
TOPLAM VERİMLİLİK
Toplam verimlilik sistemin işçilik, malzeme, sermaye gibi tüm girdilerinin hesaba katıldığı verimlilik hesaplamasına verilen isimdir
Üretilen hizmet veya ürünün degeri
ToplamVerimlilik=----------------------------------------------------
Üretimiçin kullanılan tüm girdinin degeri
Kısmi Verimlilik
Tek bir girdi değişkenine göre verimliliği hesaplamak her bir girdinin ne kadar etkin kullanıldığını ölçmek açısından önemlidir. Özellikle, üretim yönetiminde en sık kullanılan verimlilik hesabı olan kısmi verimlilik çıktının tek bir girdiye oranlanmasıyla hesaplanır. Tek faktör verimliliği olarak da adlandırılan kısmi verimlilik hesap yapılan girdiye göre isimlendirilebilmektedir
Çıktı
Makine Verimliligi=------------------
Makina süresi
Çıktı
Is gucu Verimliligi=--------------
İs gücü süresi
Çıktı
EnerjiVerimliligi=--------------------
Enerji miktarı
Çok Faktörlü Verimlilik
Bazı durumlarda verimliliği çıktının birden fazla girdiye oranı olarak hesaplamamız gerekebilir. Bu durumda girdilerin toplanabilmesi için aynı birimde ifade edilmeleri gerekmektedir.
Çıktı
Verimlilik =------------------------------------------------
Isçilikmaliyeti + Makina maliyeti
Verimlilik Ölçümünün Yorumlanması: Bir verimlilik ölçümü tek başına bir anlam ifade etmeyebilir. Verimlilik ölçümlerinin anlamını yorumlamak için ölçümün benzer bir verimlilik ölçümü ile kıyaslanması gerekir. Örneğin, bir imalathanede çalışan bir işçinin dört saatte 86 adet parça işlediğini düşünelim. Bu işçinin verimliliği saate 21,5 parça olarak hesaplanır. Bu sayı tek başına çok şey ifade etmemektedir. Ancak bu değeri saatte 18,5 parça ve saatte 17,6 parça işleyen iki farklı çalışanın verimliliği ile kıyaslarsak bu çok daha anlamlı olur. Böylece ilk işçinin diğer iki işçiden çok daha fazla verimli olduğunu görebiliriz. Fakat üç işçinin verimliliğinin de akla uygun olup olmadığını nasıl bilebiliriz? Bu değerlendirmeyi yapabilmek için ihtiyacımız olan bir standarttır. Bir işin yapılma performansının belirlenmesi için farklı yöntemler mevcuttur. İş Ölçümü ve Zaman Etüdü teknikleri iş gücü verimliliğinin değerlendirilmesinde en yaygın kullanılan yöntemlerdir
Hizmet Sektöründe Verimlilik: Hizmet sektöründe verimlilik ölçmek imalat sektörüne oranla daha zordur. Birçok durumda zihinsel faaliyetler ve yüksek düzey değişkenlik nedeniyle hizmet sektörünün verimliliğinin ölçülmesi ve dolayısıyla yönetilmesi oldukça zordur.