Tarih :7.11.2013
HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI HUK101U KISA ÖZET - ÜNİTE 1-- açıköğretim, aöf arasınav, aöf bütünlama, aöf ders özeti.aöf konu özeti, aöf final, aöf çıkmış sorular

  1. Ünite – Kurallar, Devlet ve Hukuk

KURALLAR BÜTÜNÜ OLARAK HUKUK

İnsan Davranışı ve Kurallar

İnsan davranışı, bazen tümüyle istenç (irade) dışı faktörlerce belirlenir. Uykudayken yaptığımız hareketler, reflekslerimiz, biyolojik süreçlerin zorlamasıyla meydana gelen bazı hareketler -söz gelimi öksürmek-, arkasında herhangi bir istencin bulunmadığını kabul ettiğimiz davranışlardır.

Kurallar, belli durumlarda ne yapılması veya yapılmaması gerektiğini söyler. Tercihlerimizi, kararlarımızı ve dolayısıyla eylemlerimizi belirleyen bazı faktörler ise istencin, hatta başkalarının istencinin ürünü olduğu gibi, ‘kural’ adını alan özel bir biçime de sahiptir. Kurallar, belli durumlarda ne yapılması gerektiğini söyleyen ifadelerdir. Bu kuralların varlığını, dolayısıyla bir kural düşüncesini, eğitim ve sosyalleşme sürecinde doğallıkla öğreniriz. Öyle ki, kuralların varlığını doğal görür, hatta zorunlu olduklarını düşünürüz. Toplumsal yaşam belli kurallara muhatap olmak anlamına gelir.

 

 Ahlak Kuralları

İnsan akıl sahibi bir varlıktır ve şüphesiz akıl sahibi olmak, onu diğer varlıklardan ayıran en önemli özelliktir. Filozoflar öteden beri, insan aklının iki yönünü birbirinden ayırmıştır. Bunların birincisi teorik akıl olarak isimlendirilir ve nesne ve olguları seyretmeye, karşılaştırmaya ve bağlantılandırmaya karşılık gelir. Teorik akıl, nesneler ve olgular üzerine düşünür. Neye inanılması gerektiğine karar verir. Pratik akıl, ne yapılması gerektiğine karar verir. Pratik akıl, amaçlar ve hedefler koyar, projeler üretir, bu amaç ve hedeflere nasıl ulaşılacağını belirler. Dolayısıyla pratik akıl, eylemleri yönlendirir. İnsanın her eylemi öncesinde pratik akıl devreye girer ve kişi farkında olsun olmasın ‘şimdi ne yapmalıyım?’ sorusuna verdiği yanıta göre eylemde bulunur. ‘şimdi ne yapmalıyım?’ veya ‘Hangi eylemde bulunmalıyım?’ sorularının cevabının, değer yüklenmiş normlar vasıtasıyla cevaplanması sonucu, ahlaki yargılar ortaya çıkar. Ahlaki yargılar, belli bir durumda nasıl davranmamız gerektiğini söylerken bunu, kendine has bir ‘iyi’ anlayışı çerçevesinde temellendirir. Ahlaki yargılar, yani ahlak ilke ve kuralları, bize iyiyi gerçekleştirmek için hangi ilkeleri veya kuralları izlememiz gerektiğini söyler.

Ahlak sözcüğünün betimsel ve normatif anlam taşıyan iki kullanımı vardır. Birincisi, özellikle toplum veya gruplarla ilgili olduğunda, var olan davranış kurallarına gönderme yapar.

 

İkinci olarak Normatif ahlak: Uyulması gereken davranış kurallarına işaret eder. Her grubun kendine has ama üyelerinden bağımsız oluşturulmuş bir ahlakı vardır. Ahlaki yargılar öncelikle toplumdan öğrenilir.

 

Din Kuralları

Din “insanın doğasına, evrenin yapısına, insanların nasıl yaşaması gerektiğine, gerçeklik ve değerlerle ilgili doğruları araştırmanın en iyi yöntemlerine ilişkin birbiriyle içten bağlantılı bir inançlar kümesi ve bu inançlar tarafından belirlenen tutumlar ve pratikler” dir. Din kurallarına uyulmasının yaratacağı gazap ve azap bu kuralların yaptırımıdır. Dinler, evrene dair bir anlayış ortaya koyar ve insan olmanın ve beşerî eylemlerin anlamını sunarken, aynı zamanda mensuplarından çeşitli şekillerde davranmalarını ister. Bu davranışların bir kısmı, ibadet veya tapınma adı verilen ritüeller olarak salt dinî karakterde iken bir kısmı da gündelik yaşama ilişkindir

 

Örf ve Âdet Kuralları

Örf ve âdet kuralları adı verilen bu kuralların en önemli iki özelliği, başlangıcı bilinemeyecek ölçüde eskiden beri uygulanıyor olmak ve toplumda bu şekilde hareket edilmesi gerektiği yönünde bir inancın bulunmasıdır. Örf ve âdet kuralları, biraz daha geniş hâliyle gelenek, biraz daha dar hâliyle töre ismini alır. Örf ve âdet kuralları, özellikle modernleşmemiş toplumlarda bireylerin davranışlarını yönlendiren en önemli kurallardandır. Örf ve âdet kuralları sosyalleşme sürecinde kişiden kişiye, nesilden nesile aktarılır.

 

Hukuk Kuralları

Hukuk kuralları, aynen diğer kurallar gibi yöneldikleri kişilere, daha teknik tabirle muhataplarına belli bir şekilde davranmayı veya davranmamayı söyler. Yani hukuk kuralları öncelikle emreder veya yasaklar. Bunun yanında hukuk kuralları, belli durumlarda belli eylemlerde bulunmaya izin verir. Hukukun belli bir eylemde bulunmaya izin vermesi, kişinin o eylemi yapmaya mecbur olmamakla birlikte, yapması durumunda istemediği bir durumla karşılaşmayacağı, izin verilmiş bir eylemin tipinin, hukuk tarafından korumaya alındığı anlamına gelir. Bir kural, devlet tarafından çıkarılmışsa hukuk kuralıdır.

 

ZOR KULLANMA OLARAK HUKUK

Devlet ve Zor Kullanma

Devletin, dolayısıyla da hukukun bir başka önemli özelliği, zor kullanmasıdır. Sıradan bir vatandaş için devletin zor kullanan (cebir uygulayan) bir örgüt olması ilk bakışta göze çarpmayabilirse de, devlet varlığını zor kullanmaya borçludur. Devletin bu yönü, öncelikle kuruluşu sırasında bütün çıplaklığıyla görünür hâldedir. Devletin kurulması ve iktidarın güçlenmesi sonrasında, zor kullanma istisnai bir nitelikmiş gibi görünür. Zira devlet sürekli ve görünür şekilde zor kullanıyor ise ya iktidarını tam olarak sağlayamamıştır yahut da toplumda bir meşruiyet sorunu bulunmaktadır Devletin zor kullanma güc hukuka uyulduğu sürece pek hissedilmez. Hukukun gerekleri yerine getirilmedikçe zor kullanmagücü giderek artar.

 

Yaptırım

Yaptırım hukuk düzenine aykırı durumlara hukukun verdiği tepkidir yaptırım, geniş anlamıyla ele alınacak olursa, sadece ihlal durumunda ortaya çıkmaz; bir yandan hukuk kuralına uyulmasını sağlamak, dolayısıyla da hukukun kurduğu düzenin devamı için daima bir tehdit olarak bireylerin karşısında dururken diğer yandan, kuralın ihlal edilmesi ile bozulan hukuksal düzen yaptırım vasıtasıyla mümkün olduğunca eskisine benzer bir şekilde yeniden kurulmaya çalışılır

Yaptırımsız kural olmaz. Yaptırımla desteklenmemiş bir ifade olsa olsa temenni, arzu ya da istek olur

Yaptırımın Türleri Yaptırımın Türleri

 

Kuruluş Şeması

 

Ceza Ceza mahkemelerinin suç sayılan eylemler için öngördüğü cezalar, hapis cezası ve adli para cezasıdır.

Cebrî İcra Cebrî icra, ‘zorla yerine getirme’ demektir. Hukukta kişiler tarafından yerine getirilmeyen yükümlülüklerin, devlet eliyle zorla gerçekleştirilmesi anlamına gelir Cebri icra mekanizmasının varlığı bile insanların hukuka uymasında etkili Olur.

Tazminat Tazminat, genellikle zararın parasal değerine karşılık gelen bir ödeme yükümlülüğüdür.

Geçersizlik

Kuruluş Şeması

Yokluk; Hukuk düzeni, hukukî işlemlerin varlık kazanabilmesi için bazı unsurları kurucu unsur olarak kabul eder. Bu unsurların yokluğunda ise söz konusu hukukî işlem ‘yok’ hükmündedir. Böyle bir işleme dayanılarak hak talep edilmesi mümkün değildir. Söz gelimi Türk Medeni Kanunu, resmî, memur önünde yapılmayan evlenmenin, yok hükmünde olduğunu belirtir. Aynı şekilde, kamu görevlisi olmayan bir kişinin kamu görevlisiymiş gibi idari bir işlem yapması durumunda yahut yasama, yürütme ve yargı alanlarındaki organ ve makamların, birbirlerinin alanına giren konularda işlem yapmaları durumunda, yapılan işlem yok hükmündedir.

 

Hükümsüzlük(butlan, mutlak butlan), hukuki işlemin geçerlilik şartlarından kamu düzenini ilgilendirdiği kabul edilenlerin gerçekleşmemesidurumunda ortaya çıkar. Yokluk durumunda işlemlerin hukuk dünyasında hiçbir zaman var olmadıkları kabul edilirken, hükümsüzlükle geçersiz olan işlemler vardır, hukukî işlem olarak varlık kazanmışlardır. Ancak baştan itibaren geçersiz oldukları kabul edilir

 

İptal edilebilirlik (nisbî butlan) durumunda ise işlemin yapılmasında ortaya çıkan hukuka aykırılığın nispeten daha hafif olduğu kabul edilir. Bu durumda hukukî işlem varlık kazanmış ve hukukî sonuç doğurmaya başlamıştır. İptal edilebilir hukukî işlemler, kendiliğinden geçersiz olmamakla birlikte, taraflardan birisinin talebi sonucunda iptal edilebilir.

 

DÜZEN VE DEĞER OLARAK HUKUK

Hukuk, ahlak ve din kuralları gibi içinde yaşadığımız evreni anlamlandırmaya çalışır.

Değerler Sistemi Olarak Hukuk

Hukukun bu düzen ve değer sistemi oluşu, süregiden bir hukuk uygulaması çerçevesinde alışkanlıkla sürdürdüğümüz eylemler söz konusu olduğunda pek fark edilmez. Zira devlet ve hukuk, yani iktidar, aynı zamanda bu düzenin ve düzenin içerdiği değerlerin meşruluğunu çeşitli aygıtlar vasıtasıyla vatandaşlara kabul ettirmiştir. Üstelik hukukun aşağıda değineceğimiz bazı işlevleri, kötü bir hukuk düzeninin dahi, sırf var olmak itibarıyla sahip olduğu bazı değerleri olabileceğini gösterir. Devlet bir toplumdaki en güçlü örgüttürHukuk, yasaklarken ya daemrederken bazı değer yargılarına dayanır

HUKUKUN İŞLEVLERİ

Kuruluş Şeması

 

ü  Hukuk sayesinde insanlar kendilerini daha az tehdit altında ve dolayısıyla daha güvende hisseder

ü  Hukukun sağladığı eşitliğe genellikle “kanun önünde eşitlik” denir.

ü  Hukukun olmadığı yerde güçsüzler başkalarının kölesi hâline gelebilir




 

Etiketler: HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI HUK101U KISA ÖZET - ÜNİTE 1 açıköğretim, aöf arasınav, aöf bütünlama, aöf ders özeti.aöf konu özeti, aöf final, aöf çıkmış sorular-